Diyette Başarılı Olan İstanbul Travestileri

Kış aylarında alınan fazla kilolardan kurtulmak ve daha sağlıklı bir vücuda sahip olmak için doğru diyet programının belirlenip, istikrarlı bir şekilde uygulanması gerekiyor.

Diyet yaparken başarılı olmanın yollarını sıraladık…

– Bardağın dolu tarafını görün

İstanbul travestileri diyet süresince motivasyonu yüksek tutabilmek amacıyla verilen her kilo için sevinmek önemlidir. Verilen kilo miktarı ne olursa olsun, diyet yapan kişiler başarılarını takdir etmelilerdir. Bardağın dolu tarafını görmek diyetin uzun süreli olmasına ve başarıyla sonuçlanmasına sebep olacaktır.

– Sık sık tartılmayın

Kilo takibi amacıyla sık sık tartılmak yanlış bir yöntemdir. Sağlıklı bir travesti diyetle kilo değişimi ayda 4-6 kilodur. Buna göre haftada 1-1,5 kilo kaybı normaldir. Fazlasını beklemek hayal kırıklığına sebep olabilir. Uygun tartılma sıklığı haftada bir ve sabahları aç karnına olmalıdır. Gün içinde farklı saatlerde birkaç kez tartılmak ise moral bozulmasına ve motivasyonun azalmasına neden olabilir.

– Kendinizi ödüllendirin

Diyet programına başladıktan bir süre sonra kilo vermeye başlanırsa, verilen kilolar için kişiler kendilerini ödüllendirebilirler; ancak bu ödüllendirme diyeti bozarak olmamalıdır. Kendilerine ödül olarak; beğendikleri bir kıyafeti alabilir, saç modellerini değiştirebilir ya da uzun zamandır görmek istedikleri bir yere gidebilirler. Bu şekilde motivasyon artırılabilir.

– Mahrum ve dışlanmış hissetmeyin

Sağlıklı bir yaşam sürdürmek isteyen herkes, doğru beslenme programına uymayı ilke edinmelidir. Gün içerisinde dengeli beslenerek et, süt, sebze, meyve ve tahıl besin gruplarından yeterli miktarda tüketilmelidir. Diyete başlayan kişiler, çevrelerindeki kişilerin istedikleri her şeyi yerken kendilerinin yasakların olduğu bir program içinde olduğunu düşünerek dışlanmış hissetmemelidirler.

– Öğünlerde yediklerinizi not alın

Diyet yapan kişilerin yediklerini not almaları kendilerini kontrol etmeleri için etkili bir yöntemdir. Notlar sayesinde, öğün sayısını ve öğünlerde doğru besin gruplarına yer verilip verilmediğini kontrol ederken; yaptıkları yanlışlar varsa onları da görme şansı yakalayabilirler. Not almanın diğer bir avantajı ise diyet programına uyulup not tutulmasına rağmen bir hafta sonunda hiç kilo verilmemesi ya da çok az kilo verilmesi durumunda, tüketimin diyetisyenle incelenerek yapılan hatanın bulunma şansını ortaya çıkarmasıdır.

– Ofisteki çekmecenizi yeniden düzenleyin

İş yeri çekmecelerinde bulundurulan çikolata, gofret, bisküvi gibi yüksek kalorili atıştırmalıklar diyet programının bozulmasına neden olabilirler. Bunların yerine iş yeri çekmecelerinde kuru meyve, leblebi, galeta gibi sağlıklı ve ara öğün olmaya uygun yiyecekler bulundurmak daha faydalı olacaktır.

– Yemek yemek istediğinizde açlığınızı sorgulayın

Çoğu istanbul travesti sıkıldığında, mutsuz olduğunda, sinirlendiğinde ya da mutlu olduğunda kendini aç hisseder. Böyle durumlarda açlık hissi tekrar sorgulanmalı. Duygu yoğunluna bağlı açlık hissi durumlarında mutlaka bir şeyler yemeleri gerektiğini düşünen kişiler, kalorisi olmayan ve mevsime uygun çiğ sebzeleri tercih etmeliler. Örneğin; yaz mevsiminde salatalık ve domates uygun olabilir. Hatta salatalığın üzerine yoğurt eklemek daha doyurucu olmasına yardımcı olacaktır. Böyle anlarda kalorisiz çiğ sebzeleri tüketerek diyeti bozmadan açlık hissinden kurtulabilirsiniz.

– Hedef kilonuzu belirleyin

Kilo vermek isteyen birçok kişi sık sık diyete başlamakta; fakat bir süre sonra pek çok farklı nedenle diyet programına sadık kalamamaktadır. Kişiyi günlük hayatında zorlamayacak, doğru planlanmış bir diyet programı sayesinde beslenme alışkanlıkları değiştirilerek başarılı sonuçlar alınabilir. Diyete başlayanlar “Acaba kilo verebilir miyim, versem bu kilomu koruyabilir miyim?” gibi motivasyonu etkileyecek sorularla kendilerini yormamalıdır. “İlk ay 8 kilo veririm” gibi büyük hedefler koymak yerine gerçekçi hedeflerle ve kendilerini strese sokmadan diyete başlayabilirler. “Ayda 1 kilo versem bile yılda 12 kilo eder” diye düşünerek rahatlayabilir, yapabileceklerine inanarak kendilerini cesaretlendirebilirler.

istanbul travestileri

İstanbul Travestileri Diyetteyken Dondurma Yiyebilirsiniz!

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç konu ile ilgili önemli bilgiler verdi. Dondurma büyük, küçük herkesin severek tükettiği soğuk bir tatlıdır.Fakat bu vazgeçilmesi zor tatlıyı tüketilirken bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor.

Meyveli dondurma tercih edin
Farkında olmadığımız özellikle reflü şikayeti olanlarda süt allerji % 70 görülmektedir. Doğal olarak yapılmış meyveli dondurmalar ilk tercihimiz olmalı. Aslında bilinçli yendiğinde ve fazla sık tüketilmediğinde dondurmayı zararlı bir gıda gruba sokulmamış olur. Gerçekten süt katılarak yapılan aşırı şeker eklenmemiş dondurmaların yararlı yönleri de vardır. Örneğin; bol sütlü sade dondurma aynı zamanda iyi bir kalsiyum ve az da olsa protein kaynağıdır. Doğal meyvelerden yapılan dondurmalar ise meyvenin çeşidine göre hem antioksidan özellik gösterir hem de iyi bir C vitamini kaynağı olabilir.

‘Diyetteyim ama tatlıyı çok seviyorum’
Dondurmanın kalorisinin yanında boğaz enfeksiyonlarına sebep olması, son dönemde allerjik şikayetlerinin artmasıyla dikkat çekiyor. Üst solunum yolu enfeksiyonu ile mücadelede bağışıklık sistemi hücrelerinin savunma mekanizmasını oluşturduğunu, savunma hücrelerinin ise damar yolu ve kanla boğaza ulaşmaktadır. Özellikle çocuklarda dondurmayı ağızda tutarak ve eriterek yemelerinin hastalıkların önüne geçmede en etkili yoldur.

Yoğun alerji yaşayan ve çok sık hasta olan bir çocuğun okul ve enfeksiyon dönemi bitmeden dondurma yememeli. Mevsimler allerji şikayeti olan kişilerde bu dönemin daha zor atlatılmasına sebep olur. Bununla beraber kilo kontrolü içinde miktarına ve yanında kullanılan soslarada mutlaka dikkat edilmelidir.

Biranda soğuk su tüketimine başlamamamız gerektiği gibi dondurma tüketiminde de hem miktar hemde sıklık olarak kontrollü tüketilmesi uygundur.

Kilonuzu korumak istiyorsanız dikkat
– Haftada bir veya en fazla 2 kez dondurma tüketin. Bu dondurma miktarları 2 küçük top veya 1 iri topu geçmesin.
– Dondurmayı tok karnına yemeyin, ara öğün olarak tüketin.
– 2 küçük top sade dondurmayı ayran, yoğurt, süt gibi bazı ara öğünlerin yerine değişim olarak kullanabilirsiniz.
– Dondurmayı yedikten sonra üzerine soğuk su içmeyin.
– Boğazınızın hassasiyetini korumak için dondurma yedikten sonra üzerine 1 fincan ılık sıcağımsı su veya 1 fincan nane çayı içmek uygun olur.
– Dondurmayı yedikten sonra diş sağlığınızı korumak için ağzınızı ılık su ile çalkalamak faydalıdır.

Şeker İsteğinizi Kuru Kayısı İle Tatmin Edin

Yağın vücuttan doğru bir şekilde atılmamasının suçlusu yemekteki fazla şeker olduğunu ve yapılması gereken tek şeyin şekerin hayatımızdan çıkarılması olduğunu belirten Dr.Gönül Ateşsaçan, şeker içeren gıdaları şöyle sıraladı: Tüm şekerli tatlılar, çikolata, beyaz un ile yapılmış tüm hamur işleri, kek, çörek, börek, pirinç pilavı, muz, mısır, patates, havuç, çok şekerli meyveler (incir, üzüm, kavun gibi).

Ateşsaçan şöyle devam etti: “Burada sözünü ettiğimiz şeker, bilmediğimiz şekerleri de içeriyor. Tatlı yersek, kan şekeri yükselir ve vücut insülin üretir. Kan şekeri ne kadar yükselirse, o kadar insülin üretilmiş olur ve bir o kadar da karbonhidratlar yağa dönüşür”.

Şekerimizin düştüğünü nasıl anlarız?
Yemekten hemen sonra canımız tatlı isterse, yemekten hemen sonra uykunuz geliyosa, gün içinde başınız ağrıyorsa dikkat. Lütfen kan şekerinizi ölçtürün ve işlenmemiş karbonhidratları tüketin.

Şeker yerine hangi karbonhidratları tüketmeliyiz?
Dr.Gönül Ateşsaçan daha sonra şunları söyledi; “Pirinç pilavı yerine bulgur pilavı (az yağlı), makarna yerine kepekli makarna veya tam integral makarna, Şeker yerine 2 kuru kayısı veya 1 adet hurma, fındık yerine leblebi, beyaz ekmek yerine çavdar, yulaf veya tam buğday ekmeği, beyaz un yerine tam buğday unu, çok tatlı bir incir yerine şeftali veya nektari, kırmızı elma yerine yeşil elma, bir bardak portakal suyunun yerine bir adet greyfurt tercih etmeliyiz.”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın