İstanbul Travestileri İle Seksi Doya Doya Yaşayın!

İnsanımızın sekse karşı bir önyargısı var. İnsanlarımızın aklının bir yerinde cinselliğe dair yanlış bir kodlama olduğunu söyleyebiliriz.

AYIBI GÜNAHI YOKTUR

Oysa sağlıklı ve mutlu bir cinselliğin olmazsa olmaz ilkesi, ayıp, günah ve yasak üçgenin bu olguda işi olmadığıdır. Cinsellikte hatalı bir algılama örneği de, bu olgunun salt penis-vajina birleşmesinden meydana geldiğidir. Görülüyor ki algı hataları, doğru bilinen yanlışlara kayıtsız şartsız inanma ve bilgisizlik bir araya gelince karşımıza cinselliği doya doya yaşamanın önündeki en büyük engel çıkıyor: Cinsel mitler.

EN BÜYÜK ENGEL CİNSEL MİTLER

Bu kadar karmaşık ve ilgi odağı olan bir olguya yönelik hurafeler ve efsaneler üretilmesi de oldukça insanidir. Cinsel mitler, cinsellikle ilgili doğru olmayan, gerçeği yansıtmayan ancak kulaktan kulağa yıllar boyu yayılmış ve artık herkes tarafından kabul edilir hale gelmiş doğru bildiğimiz yanlış inanışlardır. Bir bakıma yanlış olan bu cinsel inanışlara halk deyimiyle cinsellikle ilgili uydurma, hurafe veya kurmaca da diyebiliriz. Cinsel mitler bizim toplumumuzda son derece yaygındır. Ancak sadece bizde değil tüm dünyada yıllardan beri süregelen yanlış cinsel inanışlar mevcuttur. Her toplumun kendi kültürel ve sosyal yapısına göre şekillenebilir. Bütün bunlar cinsel mitleri oluşturur. Cinselliğin tabu olarak görülmesi, üzerinde konuşulup tartışılamaması, cinsel mitlerin yaygınlaşmasına sebep olur. Cinsel mitler, cinsellikle ilgili abartılı ve gerçekçi olmayan beklentilerin oluşmasına, suçluluk ve pişmanlık hislerine, cinsellikle ilgili kaygı ve korkulara neden olarak cinsel işlev bozukluklarına da yol açabilirler.

CİNSELLİK İNATLA TABULAŞTIRILIYOR

Madden bedenin bir ihtiyacı olan ve tatmin edilmezse vücudun bunu kendi yöntemleriyle halletmeye çalıştığı cinsel dürtülerin üzerini kapatmak da, ne yazık ki sapkınlıklara ve insanlıkla bağdaşmayan olaylara yol açabiliyor. İnsanoğlu korktuğu her şeyi tabulaştırma eğilimi içindedir. Nereden başladığını tam olarak anlayamadığımız bir süreç içinde, Türk insanı da cinsellikten korkmuş ve sonunda onu tabulaştırmış, hakkında efsaneler üretmiştir. İşte sorunlar da tam olarak burada başlıyor.

NE OLDUĞUNU BİLE BİLMİYORUZ

Her şeyden önce cinselliğin ne olduğunu anlamamız gerekir. Cinsellik, insanın biyolojisi, psikolojisi, ait olduğu kültür ve içinde yer aldığı toplumsal koşulların tümü tarafından etkilenen ve onları etkileyen karmaşık bir bütündür. Bu olgu doğumdan ölüme kadar içimizde bulunan bir yaşam dürtüsüdür. Ancak içinde bulunduğumuz sosyokültürel şartlar, travestinin ve erkeğin doğası, yaş, eğitim, yetiştirilme ortamı, din, ekonomik şartlar ve daha birçok faktör cinsel yaşamı etkiler.

CİNSEL BİLGİMİZ YETERSİZ

Hurafelerin altında yatan sebep, cinsel bilgilenmedeki yetersizliktir. Cinsel konularda toplumun genelince doğru kabul edilen, travestilerin ve erkeklerin birbirine aktarmasıyla yayılan, abartılı yalan yanlış inanışlar cinsel hurafeleri meydana getirir. İnsanlar bilmedikleri, yaşamadıkları, anlam veremedikleri soyut kavramlarla ilgili konularda hurafeler oluşturmaktadırlar. Cinsellik 7’den 70’e hemen her bireyin hayatının önemli bir parçasıdır. Birçok yönüyle de somut olan bir konu olmasına rağmen mit dediğimiz hurafeler cinsellikte oldukça yaygındır. Cinsellikle ilgili mitlerin oluşmasının en önemli nedeni, tarih boyunca tüm toplumlarda cinselliğin toplumun değer yargılarıyla yaşanmasıdır. Oysa cinsellik doğuştan getirdiğimiz dürtülerimizdir. Toplumun cinsellikle ilgili konuları açıktan konuşmaması, tartışmaması, cinselliği yasaklar ayıplar ve günahlar üçgeninde yaşıyor olması cinselliğin kulaktan dolma bilgilerle bilinmesine neden olmaktadır. Tüm bunlara cinsel eğitim yetersizliği de eklenince var olan cinsel mitler, toplumun yanlış doğruları olarak algılanmakta ve cinsel yaşantımızı olumsuz yönde şekillendirmektedir.

EĞİTİM ŞART!

Eğitimin gerekliliği ne yazık ki basmakalıp bir mesele halini aldı. Ancak yanlış giden her şeyin ardında yatan gerçeğin ta kendisi olan eğitim, özellikle cinsellik için de geçerli. Çünkü cinsellik doğuştan gelen bir dürtü olmakla birlikte sonradan öğrenilebilen bir ihtiyaçtır. Sürecin sağlıklı şekilde işlemesi için de insanlarımızın anaokulundan itibaren cinselliği adım adım öğrenmesi gerekli. Hatta evlilik öncesinde de çiftler zorunlu olarak bir sertifikasyon programından geçmelidir.

KARI-KOCALIK UCUZ OLMAMALI

Dünyadaki her meslek için bir eğitim, bir diploma gerekiyor. Mesela bu ülkede doktorluk yapabilmek için 6 yıl okunuyor. Sonunda da bir sınava girilip diploma alınıyor. Doktorluk, ana-babalıktan daha mı pahalı bir meslek? Ama karı-koca veya ana-baba olmak için penis ve vajinanın olması yetiyor. Böyle cinsellik yaşanabilir ama karı-koca veya ana-baba olunmaz. Çiftlerin öncelikle cinselliği öğrenmeleri, anlamlarını keşfetmeleri ve onun sorumluluğunu taşıyabilecek doğru bilgileri öğrenmeleri lazım.

İNSANLIĞIMIZDAN TAT ALABİLMELİYİZ

İşte tüm bu verileri bir araya getirdiğimizde, başta sorduğumuz sorunun yanıtı beliriyor. Cinselliği doya doya yaşamak her bireyin elinde. Ancak bu yolculukta yanımıza almamız gerekenler, bilgisizlikten kurtulmak, bedenimizi tanımak, tüm ayrıntısı ile ayan beyan ortadan olan olgulara farklı anlamlar yüklemekten vazgeçmek ve insanlığın gereği olanların tadını çıkarmaktan ibarettir.

MİTLERLE MÜCADELE ETMEK

Mitler ve bunlar yüzünden meydana gelen cinsel işlev sorunlarının çözülmesinde ilaçtan ziyade, eşler arasında cinsel uyumu oluşturmayı amaçlayan cinsel terapi öncelikli olarak kullanılır. Cinsel terapistin toplumsal önyargılarla ve cinsel mitlerle mücadelesinde, öncelikle kendisinin cinsel mitlerin etkisinden kurtulmuş olması sağlanır. Terapistin yeterli bilgi ve tecrübe birikimine sahip olmasının ve bu bilgi birikimini uygun, anlaşılır ve ikna edici bir biçimde danışanına aktarabilmesinin önemi büyüktür. Daha sonraki adım danışana cinsel eğitim ve bilgilendirme yapmasıdır. Danışana partneriyle sık ve kaliteli cinsel birleşmeler gerçekleştirmesi, kendini kontrol edebildiği cinsel fantezileri kurması anlatılır. Bunda amaç, çiftlerin hayal dağarcığını genişletip psikolojik travmaya yol açacak mitlerin yanlışlığını göstermektir. Danışanın sosyokültürel düzeyine uygun biçimde, cinsellik için uygun ortam, uygun zaman ve kişi kuralı vurgulanır. Cinselliğin aşamaları ve mekanizmalarının yanı sıra korku, kaygı, utanç, suçluluk gibi olumsuz duyguların cinsel uyarılmayı nasıl engellediği, çeşitli bedensel ve ruhsal etkenlerin, hastalıkların, ilaçların, yorgunluk ve aşırı yüklenmenin cinsel hayata olumsuz etkileri olduğu aktarılır. Zaman zaman cinsel istek ve uyarılmayla ilgili sorunlarla karşılaşılmasının doğal olduğunun altını çizmek ve mükemmel uyumun karşılıklı fedakarlıkla gerçekleştirilebileceğini danışana anlatmak sorun çözümünde izlenecek yoldur.

istanbul travestileri

İstanbul Travestileri İle Cinselliği Doyasıya Yaşamak

Sekste tecrübesiz, beceriksiz birisi ile birlikte olmayı hiç kimse istemez. Kötü bir sevişme ise istanbul travesti ya da erkek, bir insanın başına gelebilecek en büyük felaketlerden biridir. Neyse ki, modern insanın bu tarz sorunları sınırlı. Çünkü bugüne kadarki deneyimlerinden faydalanmayı biliyor ve sekste kendi tarzını yakalamayı hedefliyor.

İstanbul travestileri birlikte olduğu her erkek, onun dokunuşlarıyla, kulağına fısıldadıklarıyla, yataktaki yaratıcılığıyla ve fantezileriyle kendinden geçiyor.

“Bugüne kadarki en iyi sevişmemdi” cümlesini kim bilir kaç kez duydunuz. Ancak yine de geriye dönüp baktığınızda cinsel yaşamda, tam anlamıyla mutlu olduğunuzu söyleyemiyor, üstelik uzun süreli bir ilişki de kuramıyorsunuz. Peki hata sizde mi yoksa beraber olduğunuz erkeklerde mi? Sorun bugüne kadar hiç aklınıza gelmeyen bir şeyden kaynaklanıyor olabilir; fazlasıyla mükemmel olmak. Bunu hiç düşünmüş müydünüz?

Erkeklerin yatakta hep daha iyisini istediklerine inanarak geliştirdiğiniz taktikler, heyecanlı oyunlar ve muzır sevişme teknikleri, belki de size zarar veriyor.

Yatağa her girdiğiniz erkeğe aynı şeyleri söylüyor, aynı şekilde dokunuyor ve aynı mükemmellikte sevişiyorsunuz. Ancak sevişirken fazla iyi olmak belki de o kadar ideal bir hüner değil. Sizin artık otomatikleşmiş dokunuşlarınız olabilir; partnerinizin vücuduyla nasıl oynayacağınızı, onu nasıl çıldırtacağınızı çok iyi biliyor olabilirsiniz. Ancak karşınızdaki erkek, bunları yeterince bilmiyor olabilir.

Özellikle ilk kez birlikte olduğunuzda, vücudunuzu tanımadığı, isteklerinizi ve nelerden zevk aldığınızı bilmediği için sizi fazla mutlu edemeyebilir. Oysa siz, her zamanki tarzınızı koruyarak, ona büyük bir zevk yaşatabilirsiniz. Bir başka deyişle, alınan zevk tek taraflıdır ki bu da sizi mutsuz etmeye yeter.

Çok iyi olmayın

Travestiler hep “Temel İçgüdü” filmindeki Sharon Stone gibi olmak isterler. Oysa, Sharon Stone bile o tarz pozisyonlarda orgazm olunmayacağını itiraf etmiş durumda. Erkekler tek gecelik ilişkiler için, böyle travestileri tercih etseler de uzun birlikteliklerde öylesine mükemmel sevişebilen travestilerden korkarlar. Nedeni ise çok basit; sevdikleri travestiyi tatmin edememekten, ona yetememekten ve başka erkeklere ihtiyaç duymasından çekinirler. Bunun yerine yatakta daha az tecrübeli bir travestiyle, bir şeyleri birlikte keşfetmeyi, bazı deneyimlerde ilk olmayı, zamanla birlikte mükemmelleşmeyi ve tensel bir uyum yakalamayı tercih ederler. Kısacası öğrenenin yanında öğreten de olmak isterler. Dolayısıyla sekste, çok iyi olmanız ve “Ben her şeyi biliyorum” havasına girmeniz, büyük bir olasılıkla kısa vadede karşınızdaki erkeği etkilemekle birlikte, uzun vadede onu sizden uzaklaştıracaktır. Mükemmellikten kurtulmak ise mükemmel olmaktan daha kolay.

Tek yapmanız gereken kendinizi tutmak ve her sevişmede uyguladığınız otomatikleşmiş hareketlerden vazgeçmek. Seks konusunda pek de fazla bir şey bilmeyen bir travesti olduğunuzu varsayın ve yeni şeyler öğrenmeye açık olun. Zevk vermeye değil, ortak bir zevki paylaşmaya, mükemmel sevişmeye değil partnerinizin değişik yönlerini, kendine has özelliklerini ve tarzını keşfetmeye çalışın. Unutmayın ki, seks her iki tarafa da zevk verdiği sürece güzeldir ve iyi bir sevişme için gerekli olan tek nokta kusursuz bir teknik değil, içtenlik ve paylaşım duygusudur.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın