Yaşlılıkta Ve Gençlikte Travesti İle Seks

Yaşlılık döneminde cinselliğe gençlik döneminde olduğundan daha farklı anlamlar yüklenir. İleri yaşlarda cinsellik sadece cinsel birleşme anlamına gelmez ve cinsel etkinlik tutkudan çok yakınlık anlamı taşır. Gençlik döneminde boşalma ve orgazma verilen önemini yerini, yaşlılık döneminde sevmek, dokunmak, yakınlık aldığı için cinsel tatmin daha fazla hissedilir. Gençlikte ve yaşlılıktaki fizyolojik ve psikolojik farklılıklar nedeniyle cinsellikte de yaşanan farklılıkları travesti ve erkeğin cinsel yaşam döngüsü olarak şöyle özetleyebiliriz:

ERKEKLERİN CİNSEL YAŞAM DÖNGÜSÜ

ATMACA EVRESİ: 21-30 yaşlarında bir erkek yırtıcı kuş gibidir; bulduğu her şeyi yer. Cinsel iştahı son derece kabarıktır ve cinsellik daima gündemindedir. Uyarılması için küçük bir bahane; bir düşünce, bir koku, bir bakış yeter. Penisi yerçekimine meydan okurcasına sürekli aktiftir. Penisi her gün ondan önce uyandığından erken kalkmak için çalar saat kurmasına gerek kalmaz; hatta geceleri de sık sık uyandırır. Kimi zaman aşırı heyecanla erken boşalma, kimi zaman performans kaygısı ile karşılaşsa da boşalmayı yoğun bir şekilde yaşar. Cinsel deneyimleri arttıkça kendine güveni de artar ve hiçbir fırsatı kaçırmaz çünkü onun için skor çok önemlidir.

KARTAL EVRESİ: 31-40 yaşlarında bir erkek kartal gibidir; yiyebileceği her şeyi yakalar. Kariyerinin zirvesinde profesyonel bir atlet gibidir. Artık tüm zamanını yatakta geçiremeyeceğini öğrenir. Cinsel partner konusunda daha seçicidir ve daha rafine bir cinsel zevke sahiptir. Uçanın kaçanın peşini bırakır; düzenli bir cinsel hayat ve kalıcı bir ilişki ister. Otuzların sonlarında yavaş yavaş testosteron seviyesi dengeye gelir. Cinsel isteği yerli yerinde durur ama cinsel ilişki kurmak konusunda atak değildir. Dokunmadan sertleşme dönemini kapatmıştır ama hâlâ geceleri ve sabahları sertleşerek uyanır. Boşalma ve orgazm konusunda gücünden bir şey kaybetmemiştir ancak boşalma denetimi, yani erken boşalma konusunda sıkıntıları vardır. Boşaldıktan sonra penisinin tekrar sertleşmesi için beklemesi gereken süre daha uzundur.

PAPAĞAN EVRESİ: 41-50 yaşlarında bir erkek papağan gibidir; yediğinden daha fazla konuşur. Cinsel isteğinde ve performansında yaşa bağlı değişiklikler iyice belirginleşir. Cinselliğe ilgisi vardır ama eski günlerdeki gibi tutkulu değildir. Sertleşme eskisi gibi hızlı ve otomatik olmaz, daha fazla uyarılmaya ihtiyaç duyar. Penise kan akımının azalmasına bağlı olarak ara sıra yaşamaya başladığı sertleşme sorunu nedeniyle cinsel ilişkiyi başlatamadığı ya da tamamlayamadığı zamanlar olur. Boşaldıktan sonra penisinin tekrar sertleşmesinin epey zor olması bir yana, artık bunun için uğraşma isteği de yoktur. Tüm bunlarla birlikte orta yaş krizi kapıdadır. Cinselliği yaşamaktan çok konuşmaya başlar.

KOCAMIŞ KURT EVRESİ: 51-60 yaşlarında bir erkek kurt gibidir; kırmızı başlıklı kızın peşinden koşar ama büyükanne ile yetinir. Yaşlanmaya bağlı fiziksel ve psikolojik değişiklikler sonucunda azgın teke sendromuna girebilir. Cinsel isteğinde ani ve yalancı bir yükseliş olur ve çapkınlık turları atmaya başlar. Gece ve sabah sertleşmeleri seyrek olur. Sertleşme sorunuyla daha sık karşılaşır ve sertleşme oranı eskisinden azdır. Testosteron seviyesi ve meni miktarı düşer. Cinsel ilişkiye girme sıklığı giderek seyrekleşir.

AĞUSTOS BÖCEĞİ EVRESİ: 61-70 yaşlarında bir erkek ağustos böceği gibidir; bol bol şarkı söyler ama bir şey yemez. Testosteron seviyesi ve cinsel arzusu iyice azalır. Gece ve sabah sertleşmeleri mazide kalır. Sertleşme olur ama her an yarı yolda kalabilir. Bir şekilde sonuna kadar gidebilirse boşalabilir ama meni miktarının azalmasına bağlı olarak boşalmanın yoğunluğu öyle düşüktür ki olup olmadığını fark etmekte zorlanır ve çoğu zaman geç boşalır. Cinsel ilgisi sürer ama cinsel işlevlerinin azalması nedeniyle cinsel ilişki, unutmamak için ara sıra yaptığı bir etkinlikten ibarettir.

AKBABA EVRESİ: 71-80 yaşlarında bir erkek akbaba gibidir; bir orası ağrır, bir burası, her tarafından ses gelir. Yaş yetmiş iş bitmiştir; çoğu zaman cinsellikten emekliye ayrılır. Testosteron seviyesi oldukça azalır ve prostatı büyür. Çok nadir de olsa sertleşme olur ama cinsel ilişkiyi tamamlayacak kadar dayanamaz. Zaten artık pek mecali de kalmamıştır. Penisi zamana ve yerçekimine karşı koyamaz.

TÜYLERİ DÖKÜLMÜŞ GÜVERCİN EVRESİ: 81 yaşından sonra bir erkek güvercin gibidir; yalnızca kaka yapar. Cinsellik anılarını süsler, elbette hafızasının elverdiği ölçüde… Sarılmak, öpüşmek, el ele tutuşmak, birlikte kahve içmek, aynı yatakta yatmak bile çoğu zaman cinsellik yerine geçer ve tatmin duygusu verir.

TRAVESTİLERİN CİNSEL YAŞAM DÖNGÜSÜ

KUMRU EVRESİ:

20’li yaşlarda travesti romantik bir kumru gibidir; haylindeki erkeği bekler. Ergenlik döneminde östrojen artışıyla göğüsleri büyür, vücut kıvrımları belirginleşir, genital bölgesinde tüylenme olur ve her ay yumurtalıkları yumurta hücresi üretmeye, yani âdet olmaya başlar. Tüm bu değişimlerle filizlenen cinselliğini fark eder. Çocukluğundan beri ayıp, günah olarak öğrendiği cinsellikten korkup uzak durmaya çalışsa da bir taraftan da içini kemiren, engel olamadığı bir merakla cinselliği ve cinsel organını kendinden bile utanarak keşfetmeye başlar. Klitorisinin sürtünme ya da basınçla uyarıldığını, çoğunlukla tesadüfen keşfederek ilk cinsel doyumunu yaşar. Tomurcuklanan cinselliği onun için beyaz atlı prensinin geleceği güne kadar saklı tutacağı gizemli bir hazinedir.

KOALA EVRESİ: 30’lu yaşlarda istanbul travestileri anaç bir koala gibidir; yavrusu olana kadar eşine sarılır. Vücudunu ve cinselliğini her ayrıntısına kadar tanır, cinsellik konusunda ne isteyip ne istemediğini bilir. Biyolojik saati de cinselliği en doyurucu şekilde yaşayacağı yükselme devrini gösterdiğinden cinselliği doyasıya yaşar; ta ki hamilelik ile birlikte başlayan duraklama devrine kadar… Hamilelik ve doğum sonrası oluşan hormon değişiklikleri cinsel isteğini azaltır. Bunun üstüne bir de annelik ve eş rollerinin çatışmasının eklenmesi cinselliğe soğuk duş etkisi yapar. Neyse ki bir süre sonra, hormonları normale döndüğünde cinselliği tekrar yükselişe geçer.

PANTER EVRESİ: 40’lı yaşlarda istanbul travesti yırtıcı bir panter gibidir; tuttuğunu koparır. Yaşamda ulaştığı olgunluğu ve deneyimleri cinsellik açısından da kazanmıştır. Cinsel deneyimlerinin ve doyumlarının zirvesine çıkar. Cinsellik onun sarayı, o da sarayın kraliçesidir. Cazibesini kullanarak partnerini nasıl baştan çıkaracağını bilmenin keyfini yaşar. Cinsel yaşamındaki yasakları kaldırır, fanteziler kurar ve cinselliğin tadına varır. Orgazm taklidi yapma ihtiyacı duymaz çünkü gerçek orgazmı yaşar.

PANDA EVRESİ: 50’li yaşlarda kadın mahcup bir panda gibidir; elinden gittiğini düşündüğü kadınlığına ağlar. Menopozla birlikte hormonlardaki hızlı değişimle östrojen hormonu azalır. Ateş basmaları, terlemeler ve sıkıntılı bir ruh hâli içinde menopozun kadınlığını ve cinselliğini bitirdiği yanılgısı içindedir. Neyse ki östrojenin azalması cinsel isteğinin tamamen kaybolmasına neden olmaz çünkü yumurtalıklar, cinsel isteğin en önemli tetikleyicisi olan testosteronu üretmeye devam eder. Diğer yandan, östrojen üretiminin durmasıyla birlikte, vajina duvarları kayganlığını ve esnekliğini kaybettiğinden seks acı verici olmaya başlar. Daha seyrek boşalma ve orgazm yaşar ve boşalma sırasındaki doyumu kısa sürer. Tüm bunlara karşın, menopoz döneminde cinsel isteği tamamen yok olmaz ve hamilelik kaygısı olmadan özgürce seks yapmanın tadını çıkarır.

KAPLUMBAĞA EVRESİ: 60 yaş ve sonrasında kadın bir kaplumbağa gibidir; kabuğuna çekilerek kendi dünyasında yaşar. 60-70 yaşlarında aktif bir cinsellikten çok, dokunuşlar, sarılmalar, öpüşmelerle cinselliğin son demlerini yaşar ve cinsellik yavaş yavaş yaşamındaki öncelikleri arasından çıkarak tarihin tozlu raflarındaki yerini alır.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın