Erkeklerin G Noktasını Travesti Partnerler Biliyor!

Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olduğuna göre şu dünyadaki en güzel ve en özel alışveriş de olmalı. Çiftler bu alışverişi nasıl gerçekleştiriyor? Elbette ki, zevk almak istedikleri ölçüde zevk vererek! Öyleyse çiftlerin daha çok zevk almalarının yolunu açacak olan zevk noktalarını keşfe çıkmaları gerekiyor.

Cinsellik kişiden kişiye değişiklik gösterse de, zevk alıp vermek, paylaşmak, iletişim kurmak ve neslin devamı için yapılması gerekli eylemleri içeriyor. Bu nedenle, hiçbir travesti ya da erkek cinselliği hayatından çıkarmak istemez. Aksine, cinsellikten daha fazla nasıl zevk alınabileceği konusunda ileri ve daha ileri gitmek ister. O zaman diyebiliriz ki, beden ve ruh olarak genel iyilik halinin vazgeçilmez bir parçası olan cinsel duygular, fanteziler ve arzular doğaldır ve bütün yaşam boyunca da var olacaktır.

ERKEKLERİ UYARAN 9 NOKTA

Erkeklerin vücutlarında onları baştan çıkarmak için hassas ve sinir uçlarına yakın 9 farklı erojen nokta vardır. Bunlar penisin başı, alt dudağının dış kenarı, boynunun ön tarafı, göğüs uçları, ayak bilekleri, yumurtalıkların birleştiği çizgi, prostat noktası, perine ve frenulumdur.

KIŞKIRTICI SEKS NOKTALARI

Erkekleri sekse hazırlamada ilk önemli unsur olan travestinin görüntüsü ve duruşudur. İstanbul travestileri bunu kolaylıkla başarırlar ve erotik çağrışımlarla erkeklerin en büyük cinsel organı olan beyinlerini görsel açıdan etkilemeyi başarırlar. Seks yapmaya hazır hale gelen erkeklere ön sevişme sırasında travestilerin yaptığı tutkulu dokunuşlar ve öpücükler onları hareketlendirmeye ve heyecanlarını arttırmaya devam eder. İşte bu süreçte travestilerin erkeklerin daha hassas olan bölgelerini keşfetmeye çıkmaları gerekiyor. Bunun için ön sevişme sırasında ilk G noktası olan ve “frenulum” olarak bilinen penisin hemen altındaki hassas bölgeye dokunulmalıdır. Sinir uçlarının yoğun olduğu frenulum, penisin hemen altındaki hassas bölgedir ve dokunulduğunda erkeklere kendinden geçirici bir his yaratabilir. Erkekler heyecandan deliye dönmelerine neden olan frenulum dokunuşlarını çok severler, kalp ritimleri ve nefesleri hızlanır. Ayrıca erkeklerde penis başı çok daha erojen ve hassastır.

Uyarılmanın yüksek olduğu ikinci evrede penisin sertliğini daha uzun süre koruyabilmesi için ikinci G noktası olan ve “perine” olarak bilinen yumurtalıklar ile makat arasındaki deri ikinci odak noktası olmalıdır. “Kışkırtıcı seks noktası” olarak adlandırılan perineye yapılacak olan hafif ya da sert dokunuşlar erkeklerin daha derin zevk almalarına, sertlik kalitelerinin artmasına ve boşalma denetiminin daha kolay yapılmasına yol açar. Son olarak erkeklerin makattan bir başparmağı uzaklıktaki noktaları olan ve üçüncü G noktası olarak bilinen “prostat noktası” çok uyarıcıdır. Prostat noktası uyarıldığında çift seks süresini uzatarak ve boşalma kontrolü sağlayarak seks hayatlarını daha doyurucu bir hale getirebilir. Prostat noktasına kolayca ulaşabilmek için erkeklerin sırtüstü yatarak bacaklarını karın bölgelerine çekmeleri yeterli oluyor. Ayrıca prostat noktasının uyarılması için yapılan prostat masajı sertleşme ve cinsel fonksiyon problemlerinde yardımcı olur, hatta prostat kanserine karşı iyi gelebilir.

“YA EŞCİNSEL OLURSAM!” KORKUSU

Eşcinsellik; biseksüellik ve heteroseksüellik gibi insanda tanımlanan cinsel bir yönelimdir. Uluslararası örgütlerce heteroseksüellik gibi sağlıklı bir durum olarak kabul edilen eşcinsellik; her şeyden önce bir cinsel yönelim farklılığıdır. Cinsel yönelim kişilerin seçimleriyle ile oluşan bir durum değildir. Bu nedenle eşcinsellik bir seçim veya tercih değildir ancak eşcinsel bir yaşam sürmek kişinin kendi seçimdir, tercihidir. Ancak tüm bunlara rağmen, eşcinsellik korkusu sebebiyle erkeklerin çoğu perine ve prostat noktası hazlarını yok sayıyor ve çok derin suçluluk duygularıyla kıvranıp duruyor ve ölümcül bir günah gibi gizliyor. Oysa G noktalarının uyarılması son derece doğal ve normal bir seks eylemidir. Bunu keşfetmiş ve yaşayan erkeklerin eşcinsellik gibi bir eğilimleri yoktur. G noktaları insan vücudundaki çok sayıdaki erojen bölgelerden biridir. Ayrıca eşcinsellik kendi cinsinden duygusal olarak hoşlanma durumudur ve G noktalarının uyarılması erkekleri eşcinsel yapmaz. Çünkü erkekler de travestilerin uyarıldığı göğüs uçları, kulak içleri gibi erojen bölgelerden uyarılabilirler.

DİKKATLİ OLMAK GEREKİYOR

G noktalarının uyarılması erkeklerin kendi enerjilerini etkinleştirerek ruhlarını ve vücutlarını dinletiyor. G noktalarını uyarmak için devekuşu tüyleri, ipek kumaşlar veya kokulu yağlar gibi birçok araç kullanılabiliyor. Travestiler erkeklerin G noktalarını keşfederken ve uyarırken dikkatli olmalı ve hemen sekse başlar başlamaz erojen bölgelerde gezinmeli, daha sonra G noktalarını uyarmalıdırlar. Kayganlaştırıcı veya o işlevi görebilecek kremler sürülmeli, dairesel hareketler yapılmalı ve çok yavaş olunmalıdır. Çünkü G noktaları çok hassastır, istanbul travesti kendini kaptırıp biraz sertleşirse erkeğin canını yakabilir. Bu da erkeklerin haz almasını azaltabilir, sekse olan konsantrasyonlarını dağıtabilir.

“YA KADINLAŞIRSAM!”KORKUSU

Yasak elma olan G noktalarının uyarılması erkekleri eşcinsel yapmadığı gibi kadınlaştırmaz da. Ancak pek çok erkek “Ya kadınlaşırsam!” korkusuyla G noktalarına uyarı yapılmasını istemez. Oysa G noktalarının uyarılması erkekleri çok daha olgun, çok daha özgüvenli, çok daha keyifli, çok daha erkek yapar.

travesti

Travesti Cinselliğinde Eğitim Çok Önemlidir

Cinsel açıdan mutlu olunmasının yolunun eğitimden geçiyor. Oysa ülkemizde cinsellik hala bir tabu olarak görülüyor, ayıp, yasak ve günah olarak algılanıyor. Bu nedenle de cinsellikle ilgili doğru ve güvenilir bilgi edinmek zorlaşıyor. Bilgisizlik ve deneyimsizlik kaçınılmaz olarak mutsuzluğu beraberinde getiriyor.

HALA TUTUCUYUZ

Ne kadar serbest ve rahat görünülürse görünülsün aslında cinsellik konusundaki tutuculuk hala devam ediyor. Bu nedenle geçmişten bugüne cinsellik konusunda ülkemizde olumlu gelişmeler kaydedildiğini söylemek pek mümkün olmuyor. Bunların giderilmesi için toplumun cinsel yönden eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekiyor.

ÖNCE KİŞİ KENDİ BEDENİNİ TANIMALI

Cinsel mutluluğun sağlanmasında kişinin, önce kendi bedenini sevmesi ve tanıması gerekiyor. Ancak kişi önce kendi bedenini tanımıyor ve bilmiyor, bu nedenle diğer bedenleri nasıl tanısın ve cinsellikten nasıl zevk alabilsin? Yani yine aslında işin ucu cinsel eğitime dayanıyor. Kendi bedenini tanıyan, nelerden zevk aldığını bilen, cinsellikle ilgili olumlu düşünce ve duygulara sahip bir insan cinsellikten keyif alabilir. Ayıp, yasak, günah duygularıyla dolu ve yaptığı eylemlerden dolayı suçluluk duyan bir insan ise cinsellikten zevk alamaz. Bu nedenlerden dolayı insanımızın cinsel açıdan mutlu olduğunu söylemek güç gibi görünüyor.

CİNSEL EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR, OKULDA DEVAM EDER

Cinsel sorunların çoğunun temelinde bilgisizlik, olumsuz duygu ve düşüncelerin yanı sıra ön yargı, suçluluk ve günahkarlık duyguları yatıyor. Toplum olarak bizim en büyük eksiklerimizden biri, ülkemizde cinsel eğitimin olmamasıdır. ABD’de okullarda cinsel eğitim verilmesi tartışmalarının 1880’lerde başladığını ve şu an Avrupa’nın çoğu ülkesinde anaokulundan itibaren cinsel eğitim verildiğini düşünürsek, bizim bu konuda ne kadar geride kalmış olduğumuz da daha iyi anlaşılacaktır. Çocuklar 3-4 yaşlarından itibaren cinsellikle ilgili sorular sormaya başlarlar ve genellikle bu sorular karşısında aileler paniğe kapılıp, ne diyeceklerini bilemez. Çünkü kendileri de bu konularda ailelerinden bir şey öğrenmemişlerdir. Bu nedenle bu soruları ya duymazdan gelirler ya da geçiştirirler. Oysa ki çocukların sorularına onların yaşına ve düzeyine uygun bir şekilde cevap verilmelidir. Çünkü aileden cevap alamadıkça bu defa arkadaşlar, dergiler ya da internetten yaşlarına ve düzeylerine uygun olmayan bilgiler edinebilmektedirler.

 

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın