İstanbul Travesti İle Cinsel Doyumsuzluk (Erkeklerde Hiperseksüalite)

Hiperseksüalite ne anlama geliyor?

Cinsel davranışın ifade edilmesi, biyolojik, psikolojik ve sosyal etkilerin karşılıklı etkileşimlerinin karmaşık bir sonucudur ve dinsel, tıbbi, kanuni ve sosyal açılardan daima değerlendirilmeye tabi tutulur. Fakat cinsel davranış ile ilgili kavramların kullanımındaki bilgisizlik, özensizlik ve bu konuda sorunu olan kişiler hakkında sistematik araştırmaların olmaması bu değerlendirmeyi zorlaştırır. İnsan doğasının bir parçası cinsel arzuların baskılamaması gerekir fakat aynı zamanda tüm zamanını ve enerjisini de cinsellik için tüketmemesi gerekir. Aile ve toplum çocukluktan başlayarak kişilere, kanunlar karşısında sorun yaratan, fiziksel, ruhsal ve zihinsel sağlığı tehdit eden aşırı cinsel arzuları kontrol edebilmesi ve zararsız bir şekilde hayata geçirebilmesi öğretir. İşte bu süreci sağlıklı geçiremeyen kişilerde satiriazis görülebilir.

Satiriasis, erkeklerde cinsel doyumsuzluk, hiperseksüalite ve aşırı seks bağımlılığı demektir. “Kendimi seks yapmaktan alamıyorum. Günün her saati aklımda cinsel fantezilerle bir travesti düşlüyorum. Büyük bir sıkıntı içindeyim. Cinsellikten başka bir şey düşünemiyorum. Artık işlerimi de aksatmaya başladım, arkadaşlık ilişkilerim zarar gördü ve yaptığından suçluluk duymaya başladım. Sabah başka, öğlen başka bir travesti ile beraber oluyorum, sonra da akşam evime gidip eşimle birlikte oluyorum. Toplumda çok zor durumlarda kalıyorum, insanların içimdeki bu arzuları fark ettiğini düşünüp kimsenin yüzüne bakamıyorum, bunu saklayamıyorum. Ailemle veya dostlarımla vakit geçirmek yerine hangi travesti ile birlikte olsam düşüncesinden kendimi kurtaramıyorum.” diyen bir erkek satiriazistir. Yani bu erkekler sevişmekistemedikleri halde seks yapma dürtülerine engel olamazlar. Bu sorun öncesinde aşırı mastürbasyon ve pornografik materyal ile haşır neşir olma durumları olur, ardından, gelişigüzel biçimde farklı kişilerle cinsel birliktelikler ortaya çıkar ve bu durum giderek artan bir sıklıkta yaşanmaya başlanır. Bu erkekler seks yapma dürtülerini kontrol edemezler ve birçok istanbul travesti ile seks yaparlar. Bu duruma “satiriasis” adını veriyoruz.

Sosyo ekonomik güç ile bu sorun arasında bir bağlantı bulunuyor mu? Neden?

Satiriazisli erkeklere gelişmekte olan ülkelerde ve daha çok alt kültürde rastlanıyor olması önemli bir çelişkidir. Çünkü gelişmekte olan ülkelerde ve alt kültürlerde iş dışında kişinin zevk alınacağı imkânlar yoktur ve bu yüzünden cinsellik çok abartılı algılanır. Satiriazis, her sosyo ekonomik düzeyde, her gelir grubundaki insanlarda görülebiliyor olsa da, daha çok sosyoekonomik yönden kötü olanlar arasında rastlanır. Bu nedenle sosyo ekonomik güç ile bu sorun arasında direkt bir bağlantı yoktur.

Bir erkeğin bu sorunu olduğunu anlamak için ne tür belirtileri görmek gerekiyor? Yani gün içinde günde kaç saat seks düşünüyorlar ya da neler yapıyorlar?

Satiriazis terimi ilk olarak John F.Kennedy’nin “dört saat seks yapmadan duramam” sözüyle gündeme geldi. O dönemde böyle bir hastalık bilinmediği için ancak yıllar sonra tanısı konabildi. Kennedy satiriazis sorunu olan bir erkekti. Kardeşi Edward Kennedy’nin Satiriazisi ise sevgilisiyle kaza yapınca ortaya çıkmış ve siyasi hayatı sona ermişti.Dünyada birçok erkek için satiriazis ilk başlarda övünç duyulacak bir durumdur. Bu sayede birçok travesti ile birlikte olurlar ve iktidarın kendilerinde olduğunu düşünerek tatmin olurlar. Fakat günümüzde normalin dışı bir durum olarak kabul edilen satiriazis psikolojik bir hastalık olarak tanımlanıyor.

istanbul travesti

Kadından kadına koşan playboyların çocukluğuna inmek gerektiğini söylüyorsunuz. Bu erkeklerin davranışları neyi kanıtlamaya çalışıyor ve bu davranışların altında yatan sebepler neler oluyor?

Kadından kadına koşan veya sürekli sevgili değiştiren erkeklerin yani moda deyimle playboyların, gerçekte, kökleri çocukluğa kadar inen büyük sorunları olduğunu düşünülür. Bu tür erkekler çok sayıda kadınla cinsel ilişki kurarak cinsel güçlerinin çok fazla olduğunu kanıtlamaya çalışırlar. Böylece zafer kazanmış gibi görünürler ve bu yolla altta yatan aşağılık duygularını saklamaya çalışırlar. Yalnızlık, öfke veya kendine karşı duyulan nefret gibi duygularla yüzleşmek yerine bunlardan kaçan playboylar, seks ve aşkı aradıklarını söyleseler de, aslında seksi ve aşkı zamanlarını öldürecek birer nesne haline getirerek kendi yaşamlarını ihmal ederler. Ne gariptir ki ruh sağlığı profesyonelleri de playboyların içinde, bilinçdışı homoseksüel eğilimlere karşı savunma olarak gelişen bir kompulsiyon yani zorlantı olduğu kabul söylerler.

Peki, nereye kadar çapkınlık, nereden sonrası hastalık olarak kabul edilmelidir?

Uzmanlara göre bu sınır, yani satiriazis sınırı, 6 aydan uzun bir süre tek eşli ilişkiye dayanamamaktır. Konumuz satiriasisi biraz daha açarsak, doyumsuzluğa varan aşırı seks düşkünlüğüdür. Cinsel duygu ve isteklerin kişiyi köleleştirmesidir. Argoda ise azgınlık olarak tanımlanır. Tek bir eşle yetinemeyen, normalin üzerinde cinsel ilişki kuran ve seçici olamayan bu erkekler genellikle sürekli bir ilişkiye sahip değildir. Farklı eşlerle yineleyici cinsel etkinliklere girme dürtüsünü yenemedikleri için bu bozukluk bir çeşit bağımlılıktır. Erkeğin cinsellikle ilgili düşünceleri sürekli beyinde bulundurduğu ve cinsellikten başka hiçbir şeyle ödüllendirilmeyeceği mesajlarının verildiği bir cinsel işlev bozukluğudur. Ancak erkek cinselliği bilinmeyenlerle doludur. Sevişmeden büyük zevk alan her erkek, “tek bir çiçekle hayat geçmez” diyerek sürekli sevgili değiştiren ya da partnerini aldatan diğer erkeklerin ruh hali de satiriasis veya seks düşkünü olarak görülmemeli fakat bu tür davranışlar da cinsel yaşamın normal ölçülerinin aşılmış olduğu şeklinde değerlendirilmelidir.

Satiriazisin travestilerde karşılığı nedir?

Hiperseksüalite, aşırı seks düşkünlüğüdür ve erkeklerde görülürse adına satiriasis, kadınlarda görülürse adınanemfomani denilmektedir. Jupiterisme yani Yunan mitolojisinde devamlı her çeşit kadınla seksüel temasta bulunan Olimpos baş tanrısı, Don Juanism ve Kazanova satiriasisin bir dereceye kadar hafif şekilleridir. Hepsinde 0-7 yaş dönemine ait çözümlenmemiş çocukluk yaraları vardır ve adeta bir zamanlar sevmiş oldukları anne hayalini aramaktadırlar.

Satiriasis sorunu olan erkekler genelde “sapık” ya da “azgın” olarak tanımlanıyor, bu ne kadar doğru?

Satiriazis sorunu olan erkeklerin kişilik yapıları incelendiğinde, narsisistik yapı, kendine hayran olma, kendini büyük görme ve bağımlı bir kişilik yapısı olduklarını görürüz. Çabuk demoralize olan, sıkıntıya gelemeyen vesıkıntısını giderme adına sürekli arayışlar içinde olan erkeklerdir. Karşısındaki insanları 15 dakikada göklere yükseltip ardından on gün sonra da yerin dibine geçirebilirler. Hayata bakış açıları genellikle karamsardır ve kendini acındırma gibi bir ruh hali içindedirler. Hemcinsleriyle araları genellikle çok kötüdür. İlgilendikleri tek konupornografidir. Seksüel eylem ön plandadır. Satiriazisli erkekler için birlikte oldukları kadınların güzelliği veya çekiciliği önemli değildir, mühim olan eylemdir. Bu nedenle satiriazisli erkekler toplumda “azgın” veya “sapık” olarak adlandırılırlar. Biz cinsel terapistler olaya böyle bakmıyoruz. Sapıklık ayrı bir konudur.

Bu soruna sebep olan başka hastalıklar var mı?

Erkeklerde yaş dönümü yılları, hormonal dengesizliklerin yarattığı ruhsal bozukluklar ve bunalımlar, şizofreni ve mani gibi dürtü kontrolünün kaybolduğu psikotik durumlar, borderline kişilik bozuklukları, amfetamin veya kokain gibi ilaçlar ve uyuşturucular, kafa travmaları (özellikle frontal lob hasarları), temporal lob epilepsileri, genital egzema, vb. durumlarda dasatiriazise benzer davranışlar görülebilir. Ancak bu tür davranışlar satiriasis sayılmaz.

Bu kişiler gerçekten sapıklık boyutunda bir hastalığa sahip olabilir mi?

Son yıllarda satiriasisin üzerine olan medya ilgisinin haricinde toplumsal ilgide artmıştır. Ancak aşırı seks düşkünlüğü büyük ölçüde toplumsal ve kültürel ölçütlere bağlı olarak değiştiğinden, bu konuda çok nesnel değerlendirme yapılması zordur. Neyin normal veya uygun bir cinsel davranış olduğu yaşanılan topluma ve kültüre göre çok değişeceğinden satiriasis kavramı büyük ölçüde kültüre bağlıdır ve yalnızca cinsel eylemin miktarına göre değerlendirilemez. Bu nedenle satiriazis sapıklık olarak görülmemelidir. “Cinsel sapkınlık” yani parafili; normal cinsel ilişkiden sapma anlamında kullanılan bir terimdir. Normal cinsel ilişki; karşı cinsten bir kişiyle boşalmayı amaçlayan, sevişmeyi ve penis-vajina birlikteliğini içeren bir ilişki diye tanımlanır. Cinsel sapkınlıklar; genellikle tekrarlanan ve kişiye üzüntü veren özel cinsel fanteziler, yoğun cinsel dürtüler ve uygulamalar ile karakterize cinsel bozukluklardır. Cinsel sapkınlıkların en tipik özelliği, cinsel uyarılma ve orgazm ile ilişkili olay, bilinçli ve bilinçsiz bileşenleriyle özel fantezilerdir. Fantezinin etkileri ve onun davranışsal gösterimi, kişinin cinsel alanın ötesine kadar uzanarak hayatını istila etmektedir. Klasik psikoanalitik modelde, heteroseksüel uyum için normal gelişme sürecini tamamlayamamış kişilere parafililik kişi denir. En sık görülen cinsel sapkınlıklar; teşhircilik (egzibisyonizm), fetişizm, fortçuluk (frottörizm), pedofili (çocukculuk), mazoşizm, sadizm, röntgencilik (voyerizm), transvestik fetişizmdir.

Satiriasis sorunu yaşayan bir erkek sosyal hayatta ne tür zorlukla karşılaşıyor? Hangi yaş grubunda daha çok görülüyor?

Satiriazisi olan erkekler kendi sosyal konumuna, saygınlığına veya bulunduğu ortama uygun olmayan cinsel ilişkilere sık girerler ve hayatları boyunca beraber olmayacakları kadınlarla birtakım cinsel ilişkiler yaşarlar ve zamanla bundan suçluluk duymaya başlarlar. Ve seks bağımlılıkları onları intihar düşüncelerine götürünceye kadar bir hekime başvurmazlar. Satiriazisi olan bir erkekler seks bağımlılıklarını genellikle aradan geçen 6-7 yıl sonra anlayabilirler ve hayatlarını kötü etkilemeye başladığı için tedavi olmaya razı olurlar. Satiriazis alkol ve uyuşturucu bağımlılığı gibi erkeğin itibarını ve saygınlığını yok edebilir. Satiriazis 25-50 yaş grubu arasında görülür ve erkekteki cinsellik dışı tüm duyguları baskılar, iradeyi, aklı ve ahlaki değerleri ayaklar altına alıp, onu yalnızca kadınların peşinde koşan bir erkek hale getirebilir. Boşalma ve orgazmla birlikte gelmesi gereken rahatlama ve gevşeme olmaz ve cinsel gerilim hali sürer. Boşalma veya orgazm anında normal insanlar kadar büyük bir coşku duymazlar ve doruk noktaları çok yüksek olmadığı gibi ardından gelen rahatlama da çok yetersizdir. Bu nedenle satiriazisli erkekler, kedinin kuyruğunu yakalamak isteyip, yakalayamaması gibi aradaıkları doyuma bir türlü ulaşamazlar.

Satiriasise neden olan sebepler neler?

Çocukluğun sevgisiz ve güvensiz bir ortamda yaşanmış olması, ruhsal bozukluklar, kalıtım yani genetik faktörler, organik beyin hastalıkları, Kleine-Levin Sendromu, iç salgı bezleri düzensizlikleri vb. satiriazise neden olabilir. Çocukluğunda sevgisiz ve güvensiz bir ortamda yaşamış satiriazisli erkekler çocukluklarında bulamadıkları ruhsal ve bedensel sıcaklığı sürekli değişen eşlerde ararlar. Bu nedenle gerçek doyumu bulamazlar. Çocukluktan gelen bu güvensizliğin şaşmaz belirtilerinden biri olarak, sürekli kendilerini kanıtlamak ve yeni istanbul travestileri fethetmek gereksinimi duyarlar. Bu nedenle bu bağımlılık kötü bir çocukluk geçirmiş ve parçalanmış aile ortamında büyüyen erkeklerde daha çok görülür.

“Partnerim bir satiriasis mi?” endişesi taşıyanlar için bir test verir misiniz?

Bu yazıyı okuduktan sonra bazı kadınların akıllarını bu soru kurcalayacaktır. Onlara rahat olmalarını, hemen panik yapmamalarını ve aşağıdaki soruların yanıtlarının çoğu “evet” ise bir cinsel terapistle danışma görüşmesi yapmalarını tavsiye ederim: “Cinsel ilişki sıklığı ve içeriği onu tatmin etmiyor mu veya daha fazlasını istiyor mu? Cinsel isteklerine hayır denildiğinde çok öfkelenir mi? Maddi açıdan rahat mı? Sizinle seks yapmak konusunda bazen aşırı istekli bazen de isteksiz mi? Cinsel konularda görüş ayrılığınızın olduğu tartışmalarınız sık mıdır? Kendini ifade etmede ve duygusal açıdan yakın olmakla ilgili bir sorunu var mıdır? Cinsel ilişkiniz sırasında kendinizi yalnız hisseder misimiz? Pornografik içerikli yazılı veya görsel yayınlardan oluşmuş bir kolleksiyonu var mı? Partnerinizin iş haricinde çok boş zamanı mı var? Evdeki ruh hali seks yapıp yapmamasına göre değişir mi? Mizacı her an değişebilecek bir yapıda mı? Kendine hayran olma veya kendini büyük görme eğilimi var mı? Çocukluğunda duygusal, fiziksel veya cinsel anlamda bir istismara uğramış mı? Bazı günler kendini öfkeli, yalnız ve yorgun hissediyor mu? Çabuk demoralize olur mu? vb.”

Böyle bir eşe sahip olan travestiler neler yapmalı? Önce eşine karşı olan tutkusunu, bağlılığını ve sevgisini gözden geçirmeli ve maddi durumunu da hesaba katarak bir seçim yapmalıdır: Eşiyle devam da edebilir, ayrılabilir de. Devam ettiğinde eşine anlayışla ve koşulsuz sevgiyle yaklaşmalı ve onu tedaviye ikna etmelidir. Ancak tedavi zor ve uzun bir süreçtir. Bu süreçte sabırlı olmak zorunda olduğunu unutmamalıdır.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın